BU ŞİŞLİKLER NERELERDE GÖRÜLÜR, NASIL ADLANDIRILIR?

“Lipom (yağ bezesi), Sebase kist (yağ kisti) ve nevüsler (benler) biz genel cerrahların polikliniklerde çok sık karşılaştığı iyi huylu oluşumlardır” diyen Doktor Gökgül, sözlerine şöyle devam etti:,

“Sebase Kist ( Yağ Kisti ): Özellikle saçlı deri, baş ve boyun bölgesi olmak üzere vücudun her yerinde görülebilen iyi huylu bir kisttir. Deri altındaki yağ bezlerinin dışa açılan ağızlarında bir tıkanıklık sonucu belirirler ve büyümeye başlarlar. Yağ kistleri bazen uç verip patlayabilir ve o zaman pis kokulu peynir kıvamında sarı beyaz kirli bir kist içeriği boşalabilir. Ancak bu kistleri içi dolu ufak balonlar gibi düşünmek gerekir. Kistin duvarı cerrahi olarak çıkarılmaz ise kist içi belirli bir süre sonra tekrar dolar ve hastanın şikayetleri yeniden ortaya çıkar. Sebase kist dediğimiz bu yağ kistleri çevremizde veya aile yakınlarımızda sık görebileceğimiz oluşumlardır. Özellikle kafada yani saçlı deride, yüzeyden kabarık, fındık veya ceviz büyüklüğüne ulaşabilen bu şişlikler başta kişiyi kozmetik olarak etkiler. Ayrıca kişisel temizlikte saçlarını yıkarken problem oluşturur, büyük ve enfekte olmuş yani iltihaplanmış kistler ağrı ve koku yaparlar.

Lipomlar ( Yağ bezeleri ): Bu şişlikler de, genelde kollar ve bacaklar gibi uzuvlarda sık olmak üzere vücudun her tarafında görülebilir. Multiple yani çoklu, birden fazla yağ bezelerinde ailesel genetik yatkınlık vardır. Bu bezelere sahip kişilerin yakın akrabalarında da benzer lezyonlar görülür. Lipomlar kistlere nazaran koku yapmazlar, aynı mantıkla yaklaşmak gerekirse bunlarda deri altı dokusunun iyi huylu şişlikleridir. Kistlere benzer kozmetik sorunlarla birlikte ağrı şikayeti yapabilirler. Çok düşük bir ihtimalde olsa bazen iyi huylu dediğimiz yağ bezeleri kanseröz bir yapı olarak karşımıza çıkabilir, bu kesin ayırımı cerrahi olarak çıkarttığımız şişliklerin patolojik yani mikroskop altında olan incelemesinden sonra yapabiliyoruz.

Nevüsler ( benler ): Bu lezyonlar deri yüzeyinde saplı veya geniş tabanlı olarak karşımıza çıkarlar. Birçoğumuzda olan bu deri üstü oluşumların tanısı daha önemlidir. Doğumdan beri olan, büyüklüğü ve sınırları çok değişmeyen, renginde ve üzerindeki tüylenmede anormal bir farklılık görülmeyen benler iyi huylu oluşumlar olarak tanımlanabilir. Ancak giderek büyüyen, renk değişikliği olan, etrafına yayılır tarzda genişlemesi olan lezyonların mutlaka uzman bir hekim tarafından görülmesi gerekmektedir. Yine sonradan çıkan ve halk arasında et beni olarak nitelendirilen birçok lezyonun aslında bulaşıcı bazı hastalıkların işareti olduğunu da söylemek gerekir. Açıkçası bu tür şişlik ve benlere sahip kişilerin mutlaka bir hekim tarafından değerlendirilmesi sağlıklı olur.”

ŞİŞLİKLERİN TANISI NASIL YAPILIR?

Basit muayenelerle tanının konulabileceğini kaydeden Doktor Barış Gökgül, hekim tecrübesinin ise çok önemli olduğunu ifade etti. Gökgül, “Genelde ileri tanı yöntemlerine gerek kalmadan basit bir muayene ve hekim tecrübesi ile bu tanı konur. Bazen derinin daha alt tabakalarından köken alan şişlikler için yüzeysel bir ultrasonografi hekime yardımcı olabilir” şeklinde konuştu.

BU ŞİŞLİKLERİN MUTLAKA ÇIKARILMASI GEREKİR Mİ?

İyi huylu olan şişkinliklerin alınıp alınmamasının, hastanın kararı olduğunu dile getiren Doktor Gökgül, konuşmasına şöyle devam etti:

“Şişkinliklerin mutlaka alınması gerekiyor genellemesini yapmak yanlış olur. Önce doğru tanıyı koymak gerekir, yani bu şişlik ve lezyonların muhtemelen iyi huylu olduğunu öngörmek ve hastaya bunu açıklamak, ancak şüphe edilen bir şişlik varlığında hastaya alınması taraftarı olduğumuzu belirtmek gerekir. Eğer şişliğin iyi huylu oluşumlar olduğu kanısındaysak bunların alınıp alınmaması hastanın kararıdır. Öncede belirttiğim gibi en büyük şikayet grubu kozmetik olarak rahatsızlık duymak ve enfekte kistlerin yaptığı kokudur. Bu kişiler, ufak bir cerrahi girişim ile bu sıkıntılarından kurtulabilirler.”

BUNLARIN ÇIKARILMASI ZOR BİR İŞLEM MİDİR?

Lokal anestezi altınla şişkinliklerin çıkarıldığını kaydeden Doktor Barış Gökgül, bu işlemlerin zor işlemler olmadığını ifade etti. Doktor Gökgül, “Genelde lokal anestezi ile yani şişliğin kenarlarını uyuşturarak, ufak bir kesi ile bu şişkinlikle çıkarılır. Hastanede yatmayı veya işe dönmeyi engelleyen operasyonlar değildir. Hasta işlemden 5-10 dakika sonra hastaneden ayrılabilir. Tabi bu lezyonların çıkarılma işlemi, genelde kozmetik sorun olduğu için, yapılan operasyonlarda kesinin uygun olarak estetik bir şekilde dikilmesine özen gösterilmelidir. Tıbbi etik olarak insan vücudundan çıkan her doku parçası değerli olduğu için, çıkarılan bu dokuların patolojiye gönderilmesi önem taşır. Yani, çıkan doku mikroskop altında uzman hekim tarafından incelenir ve bilimsel olarak iyi huylu şişlik olduğunu rapor edilir. Böylelikle işlemi yaptıran hastanın da aklında soru işaretleri kalmaz ve içi rahat eder” diyerek sözlerini tamamladı.